Kenya, Nairobi’de koronavirüs pandemisinin ilk günlerinde, beklenmedik bir şey oldu: bir dağ belirdi . Yetkililer, virüsün bulaşmasını engellemek için şehrin binlerce özel otobüs operatörünü ticareti durdurmaya çağırdı. Girişimci Jit Bhattacharya, “Üç gün içinde hava tamamen temizlendi” diye hatırlıyor. Yaklaşık 90 mil ötede “Kenya Dağı’nı … kristal berraklığında görebiliyordunuz”.
Bhattacharya da bir fırsat gördü. Kenya elektriğinin %90’ını yenilenebilir kaynaklardan (çoğunlukla jeotermal ve hidroelektrik) üretiyor ve fazla şebeke kapasitesine sahip, ancak neredeyse tüm petrol yakıtlarını ithal ediyor . Ya temiz enerji ulaşım sektörüne yönlendirilebilirse? Belki de şehrin hareketini düzeltmesine yardımcı olabilir. Belki Kenya Dağı bir kez daha Nairobi için kalıcı bir özellik haline gelebilir.
Kenya’nın başkenti beş milyondan fazla insana ev sahipliği yapıyor ve özel mülkiyete ait minibüsler ve dolmuş taksiler olan matatus, “Nairobi’deki insanların ulaşım şekli açısından kritik öneme sahip” diyor Ulaştırma ve Kalkınma Politikası Enstitüsü Afrika program direktörü Christopher Kost. “Şehir içi yolculukların %40’ını toplu taşımayla yapıyoruz.”
“Şu anda karşı karşıya olduğumuz zorluk, bu matatusların trafikte sıkışıp kalması” diye ekliyor. “İnsanlar gecikmelerle karşılaşıyor, hizmet her zaman güvenilir olmuyor. Bunlar düzeltmemiz gereken sorunlar.”
Elektrikli otobüsler sorunu çözmeye yardımcı olabilir. Bugün Bhattacharya, şehrin otobüslerini elektriklendirmek için yarışan bir mobilite girişimi olan BasiGo’nun CEO’su ve kurucu ortağıdır. Şirket yalnız değil. İsveç-Kenyalı elektrikli araç üreticisi Roam da gözlerini Nairobi’nin toplu taşıma sektörüne dikmiş durumda. Her ikisi de bu yıl şehrin ünlü matatu kültürü için yeni bir bölümün başlangıcını işaretleyebilecek otobüs filolarını piyasaya sürüyor .
